18 Aralık 2010 Cumartesi

en sevdiğim bakılarım...

Dediğim gibi ne takı takmayı çok bilirim ne de öyle takıp takıştırılacak bir yerlere gidiyorum. Arada evde ya da bahçeye dolaşmaya çıkarken aklıma gelince takıyorum ama sık sık elimdeler. Alıp dokunuyorum, takıp bakıyorum, en sevdiklerimi sıraladığım mantar panoya her gözüm takıldığında takılarıma bakıp gülümsüyorum. Beni gülümsetiyorlar, mutlu ediyorlar. Tatlı canın çektiğinde bir kaşık nutellayı iştahla yerken hissettiğin gibi bir keyif veriyorlar bana. Tuhaf ama gerçek...
Kısacası şu sıralar doğal taşlardan yaptığım takılarıma takmış, takılmış durumdayım. Ben onları takmasam da onlar beni takıyorlar sanki:))

Hepsinin yeri ayrı, enerjisi ayrı tabi. İnsanın burcuna, moduna, ihtiyaçlarına, bulunduğu yere, bazen günün zamanına göre bile değişiyor taşların seni etkilemesi. Geçen sene bir tek kuvars kristalim vardı yanımdan ayırmadığım, şimdilerde faseta kesimli rutil kuvars taşlardan oluşan bileklik favorim.


Kuvarz hemen hemen tüm burçlar için kullanılabiliyor. Enerjisi çok güçlü olan bu kristal tüm taşları dengeleyerek enerjilerini de artırıyor. İnsan vücudunda bir çok organı pozitif yönde etkilediği söyleniyor ve kişiye sakinlik veriyor. Ruhsal olarak aydınlanma ve açık görüşlülük sağlıyor.

Ve daha düne kadar bırakın sevmeyi, görmeye bile tahammül edemediğim bir taş vardı, sırf eksik kalmasın diye bir kaç tane almıştım; kaplangözü. Şimdi bayılıyorum o taşa. Peki ne değişti, oo ooo o neler değişmedi ki, zaman değişti, mekan değişti, ben değiştim. Şimdi bu taş beni büyülüyor. Özellikle de biraz neşeye ihtiyaç duyduğum anlarda, kaplangözü ve dumanlı kuvars kombinasyonundan oluşan bu bileklik elimden düşmüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder